AflaSpot_500 50 cm Boyunda 25 Watt 365nm Ultraviyole Spot Işık
Kuru İncirde Yeni Nesil Aflatoksin Tespiti
Kuru incirde aflatoksin kontaminasyonu ciddi riskler taşır. Geleneksel tespit yöntemleri genellikle karanlık oda gibi kısıtlı ve zaman alıcı ortamlar gerektirirken, AflaSpot bu soruna yenilikçi bir çözüm sunuyor. AflaSpot, incirlerinizdeki aflatoksini gün ışığı altında ve güvenilir bir şekilde tespit etmenizi sağlayan çığır açan bir teknolojidir.
Aydınlık Ortamda Tespit: Artık karanlık odalara ihtiyaç duymadan, mevcut üretim veya depolama alanlarınızda aflatoksin tespiti yapabilirsiniz. AflaSpot, 365nm dalgaboyunda yüksek güçte yayınım yaparak incir üzerindeki aflatoksinin net bir şekilde görünmesini sağlar.
Üretim Hattına Tam Entegrasyon: Suya dayanıklı (IP65 korumalı ) alüminyum soğutma gövdesi ve uzun ömürlü LED teknolojisi sayesinde AflaSpot, konveyör bantlar üzerinde doğrudan kullanıma uygundur. Bu sayede, incirlerinizi ayıklama veya kontrol süreçlerinizi aksatmadan entegre edebilirsiniz.
Yüksek Verimlilik ve Hız: 50cm'lik spot boyu ile geniş bir alanı tek seferde tarayabilir, yüksek ışık akısı (1000-1320 Lümen) ile etkin bir kontrol imkanı sunar.
Kullanım Kolaylığı: Basit bağlantı tipi (Sd16 Su geçirmez Konnektör) ve geniş çalışma sıcaklığı aralığı (-10 C⁰ ~ +50 C⁰) ile her koşulda kolay kurulum ve kullanım sunar.
Teknik Özellikler
Model : AflaSpot 980mm 36.350.220
Koruma: IP65
Giriş voltaj: AC 110-220V
Dalgaboyu: 365nm
Spot boyu: 50cm
Bağlantı tipi: Sd16 Su geçirmez Konnektör
Işık akısı: 2000-2320 Lümen
İdeal çalışma aydınlığı: (100-200 Lux)
İdeal aydınlatma mesafesi : 20-40cm
Çalışma sıcaklığı: -10 C⁰ ~ +50 C⁰
Garanti süresi: 3000 Saat
Aflatoksinler, ultraviyole (UV) ışık altında floresans (ışık yayma) özelliği gösteren mikotoksinlerdir. Bu özellik, özellikle gıda ürünlerinde aflatoksin varlığının hızlı bir şekilde tespit edilmesinde kullanılır.
Aflatoksin çeşitlerine göre yayılan floresans rengi farklılık gösterebilir:
- Aflatoksin B1 ve B2: UV ışık altında genellikle mavi floresans verirler.
- Aflatoksin G1 ve G2: UV ışık altında genellikle yeşil floresans verirler.
Özellikle 365 nm dalga boyundaki UV ışığı, aflatoksinlerin tespiti için ideal bir spektrumdur. Bu yöntem, geleneksel laboratuvar testlerine kıyasla daha hızlı ve basit bir ön eleme sağlar. Örneğin, kuru incir gibi ürünlerde aflatoksin içeren kısımlar UV ışık altında parlak yeşilimsi sarı bir ışıma (BGYF - Bright Greenish Yellow Fluorescence) gösterir.
Ancak, UV ışık altında floresans gözlemlemek, aflatoksinin kesin varlığı veya miktarı hakkında %100 doğru bir sonuç vermez. Floresans veren her ürün aflatoksin içermeyebileceği gibi, floresans göstermeyen bazı ürünlerde de aflatoksin bulunabilir. Bu nedenle, kesin teşhis ve miktar belirleme için her zaman laboratuvar analizleri (örneğin HPLC) gereklidir.
Kuru incir dışında birçok tarım ürünü ve gıda maddesi aflatoksin riski taşır. Özellikle sıcak ve nemli iklimlerde yetişen veya depolanan ürünler bu risk altındadır. İşte başlıca aflatoksin görülen ürünler:
1. Sert Kabuklu Meyveler (Kuruyemişler):
Yer Fıstığı ve Yer Fıstığı Ürünleri: En yaygın aflatoksin kaynaklarından biridir.
5. Kahve:
7. Hayvansal Ürünler:
Ürünün tarladayken maruz kaldığı stres (kuraklık, böcek zararı vb.) ve hasat sonrası yanlış kurutma/depolama yöntemleri riski artırır.
Depolama Süresi:
Uzun süreli ve uygun olmayan depolama koşulları aflatoksin oluşumuna zemin hazırlar.
Bu nedenle, tüketicilerin bu gıda ürünlerini güvenilir kaynaklardan temin etmesi, son kullanma tarihlerine dikkat etmesi ve gıdaları uygun koşullarda (kuru ve serin) saklaması önemlidir. Şüpheli durumlarda, küflenmiş veya rengi değişmiş gıdaların tüketilmemesi gerekmektedir.
İNSAN SAĞLIĞI AÇISINDAN
İnsan sağlığı açısından değerlendirildiğinde, incir işletmelerinde karanlık odalarda kullanılan UVA yayan floresan lambalar, LED’lere göre potansiyel olarak daha tehlikelidir.
İşte nedenleri:
Cıva İçeriği: UVA yayan floresan lambaların en büyük dezavantajı ve tehlike kaynağı, içerdikleri cıvadır. Cıva, solunması veya yutulması halinde toksik olan ağır bir metaldir. Lamba kırıldığında, cıva buharı veya cıva bileşikleri havaya karışabilir veya yüzeylere yayılabilir. Bu durum, özellikle kapalı alanlarda ciddi sağlık riski oluşturabilir. LED’ler ise cıva içermez.
Kontrol Edilmeyen Spektrum: Floresan lambaların üretim sürecinde, UVA ışığına dönüşmeyen küçük miktarda UV-B ve hatta UV-C ışığı da üretilebilir. Bu kısa dalga boylu UV ışınları (UV-B ve özellikle UV-C), UVA’dan çok daha zararlıdır çünkü daha yüksek enerjiye sahiptirler ve cilt hücrelerine ve gözlere daha ciddi hasar verebilirler. Kaliteli filtreler bu ışınların dışarı çıkmasını engellese de, düşük kaliteli veya hasarlı lambalarda risk oluşabilir. UVA LED’ler ise genellikle çok spesifik olarak UVA dalga boyu aralığı yayacak şekilde tasarlanmıştır ve UV-B/UV-C riski çok daha düşüktür.
Filtrasyon Kalitesi: Floresan UVA lambaların dış camının mor renkte olması veya Wood’s camı gibi özel bir filtreye sahip olması, daha zararlı UV-B ve UV-C ışınlarının dışarı çıkmasını engellemeyi amaçlar. Ancak bu filtrenin kalitesi veya zamanla bozulması durumunda, istenmeyen zararlı UV ışınları sızabilir. LED’ler doğrudan UVA yaydığı için bu tür bir filtrasyon riskine sahip değildir.
Enerji Yoğunluğu ve Odaklama: Yüksek güçlü LED UVA lambalar, ışığı çok dar bir alana odaklayabilme yeteneğine sahiptir. Bu, aşırıya kaçan maruziyette belirli bir cilt veya göz bölgesine yüksek dozda UVA vermesi potansiyelini taşır. Ancak genel kullanımda ve doğru şekilde kullanıldığında bu risk yönetilebilir. Floresan lambalar daha dağınık bir ışık yayar.
Sonuç olarak:
UVA yayan floresan lambalar: Cıva içermeleri ve potansiyel olarak daha zararlı UV-B/UV-C ışınlarını sızdırma riskleri nedeniyle genel olarak daha tehlikeli kabul edilebilir.
UVA yayan LED lambalar: Cıva içermezler ve genellikle daha kontrollü bir UVA spektrumu yayarlar. Bu nedenle, doğru kullanıldıklarında ve gözle doğrudan temastan kaçınıldığında, floresan muadillerine göre daha güvenli bir seçenektirler.